Vaktimizin büyük bir kısmını iş yerlerimizde geçiriyoruz. İş yerleri; çalışma ortamı, kurum kültürü, insan kaynakları politikaları, sunduğu hizmet / ürünlerle çalışanlarının ve toplumun algı ve davranışlarını etkiliyor. Bu yönüyle iş dünyası, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliği derinleştirebileceği gibi, fırsat eşitliği için imkan yaratma potansiyelini de taşıyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar iş yaşamında fırsatlara erişim ve kararlara katılım konularında cinsiyete dayalı ayrımcılığa uğruyor. Bu durum, kadınların hayatın tüm alanlarında eşit yer almasının önünde engel teşkil ediyor, kurumların ve toplumun potansiyelini gerçekleştirmesini zorlaştırıyor.
Biz, kurumların ve çalışanların birlikte hareket ederek sorunun değil çözümün parçası olabileceğine ve kurumlar değişirse toplumun değişeceğine inanıyoruz.